31 Mart 2012 Cumartesi

Eşek Leman'ın başına geçerse

2006 yılında Fransa'da yapılan araştırmalara göre eşek sütünün protein bakımından en zengin süt olduğu kanıtlanmıştır.

29 Mart 2012 Perşembe

Cihan Kırmızıgül'e tahliye kararı verildi

Ercan Akyol, 25 Mart 2012 Pazar günü Milliyet'te yayımlanan karikatüründe "POŞU POŞUNA" 25 ay hapis yatan Cihan Kırmızıgül'ü çizmiş...

Mustafa Bilgin / Hayat Epik Tiyatrosu

29 Mart 2012 - Cumhuriyet

18 Mart 2012 Pazar

Kürdistan'da Newroz


Hükümetin provokatif yasak kararına rağmen, Kürtler Newroz programını değiştirmedi. Bugün İstanbul ve Amed’de alanlara çıkan milyonlar, Kürt kimliğinin tanınması, Kürtlere siyasi statü, anadilde eğitim hakkı ve Öcalan’a özgürlük taleplerini haykırdı.

14 Mart 2012 Çarşamba

Zamanaşımı PENGUEN'in kapağında


Mizah dergisi Penguen bu hafta kapağına, Sivas davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesini taşıdı.

2 Temmuz 1993 günü Sivas'taki Madımak Oteli'nde 33 aydın ve 2 otel görevlisinin yanarak ölmesi olayının 5 sanığı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesi Penguen'i de rahatsız etti.

Penguen piyasaya çıkan yeni sayısında kapağını Sivas Davası'nın düşmesine ayırdı.

10 Mart 2012 Cumartesi

Halil İNCESU ÇİZİYOR

Türkiyeli kadınlar, bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü daha eşitlik, özgürlük, barış; şiddetsiz, sömürüsüz, insanca bir yaşam talepleriyle karşılıyor. Ülkenin her yerinde kadınlar, kapitalizme, cinsiyetçiliğe, heteroseksizme, ayrımcılığa, savaşa, erkek egemen iktidara, kadın cinayetlerine karşı bugün sokağa çıkıyor.

HER GÜN 5 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR!
»Kadın cinayetleri AKP iktidarında yüzde 1400 arttı.Türkiye’de her gün ortalama 5 kadın, en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor. Yalnızca 2011 yılında 232 kadın öldürüldü.

»Boşanmak istemek, cinsel ilişkiyi reddetmek, beyaz tayt giymek, hatta tuzluğu uzatmamak…Kadınları katleden erkekler, bu “gerekçelerle” cezalarında indirim talep ediyor. Mahkemeler de tüm bunları haksız tahrik nedeni sayıp cezalarda indirime gidiyor.

»Devlet, şiddet mağduru kadınları korumuyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, devlet, erkek şiddetinden kaçıp kendisine sığınan kadınların yüzde 73’ünü koru(ya)madı ve ölüme terk etti.

»Belediye yasasına göre, nüfusu 50 bini geçen her yerde, belediyeler şiddet mağduru kadınlar için sığınak açmak zorunda. Buna göre Türkiye’de en az 400 kadın sığınağının olması gerekiyordu. Ama yalnızca 79 sığınak var! Bu sığınaklar da kadınlara gerekli desteği sunabilecek yeterlilikte değil.

»Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın ve çocuk, erkeklerin cinsel şiddetine, taciz ve tecavüzüne maruz kalıyor. Kadın örgütlerinin verilerine göre, yalnızca 2011 yılında en az 610 kadın tacize maruz kaldı, 179 kadın tecavüze uğradı.

DÜNYANIN EN YOKSULLARI KADINLAR
»Neoliberal politikalar sonucu yoksulluk giderek artıyor, yoksulların büyük bölümünü de kadınlar oluşturuyor. Dünyada açlık çeken her 10 kişiden 7’si kadın. Kadınlar Türkiye’de de yoksulluğun en ağır biçimlerini yaşıyorlar.

»Kadınlar düşük ücretli, güvencesiz, esnek çalışmanın yaygın olduğu işlerde çalıştırılıyorlar. Kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılanlar da yine kadın işçi ve emekçiler oluyor.

»Türkiye’de kadınların yalnızca yüzde 29’u işgücüne katılıyor. Kadınlar çocuk sahibi olduklarında çoğunlukla işi bırakmak zorunda kalıyorlar.

»Pek çok işkolunda kadınlar, kendileriyle aynı işleri yapan erkeklerden yüzde 20-30 oranında daha az ücret alıyorlar. Örneğin tarımda çalışan kadınların gelirleri, tarımda çalışan erkeklerin gelirinin yüzde 8’ine denk geliyor.

KADINLAR EVLERE HAPSEDİLİYOR
»Toplumdaki geleneksel “kadınlık” rolleri, cinsiyetçi işbölümü, kadınları ev ve bakım işlerine mahkûm ediyor. “Ev kadınlığı”, kadınların asli görevi olarak görülüyor. Bu egemen anlayış, kadınları evlere hapsediyor.

»Dünyada ücretsiz işlerin 3’te 2’sini kadınlar yapıyor. Kadınlar, ev işleri ile çocuk-hasta-yaşlı bakımı için yoğun emek harcıyor. Ancak bu emek yok sayılıyor, görünmüyor. Ev dışında çalışan kadınlar da “ev kadınlığı” görevinden kurtulamıyorlar. Hem evde hem işte çalışıp çifte mesai yapıyorlar.

»Asıl sorumluluğunun “ev kadınlığı” olduğuna inandırılmış kadınlar, çalışma yaşamında da sömürülmeye daha açık hale geliyor. Eve para getirmek erkeklerin sorumluluğu olarak görüldüğünden, ev dışında çalışan kadınların harcadığı emeğe “ev bütçesine katkı” gözüyle bakılıyor. Kadınların çalışıp çalışmama kararı dahi kendisine bırakılmıyor.

KADIN DÜŞMANI AKP!
»AKP hükümeti, çıkarılmasına ön ayak olduğu hiçbir yasada, kadınların eşitsizlikten kaynaklanan bu durumunu dikkate almıyor. Aksine, kadınların ucuz ya da bedava işgücü olarak daha fazla sömürülmesine yol açan düzenlemeler peşinde koşuyor. Meclis’e gelen, 4+4+4 olarak bilinen eğitim düzenlemesi de yine bu amacı taşıdığı gerekçesiyle eleştirilerin odağında.

»Çıkarılan yasalarda kadınlarla erkekler arasında fiili eşitlik varmış farz ediliyor. Örneğin kadınlar, hem evde hem de dışarıda çalıştıkları için çifte mesai yaptıklarını, bu nedenle erken emeklilik hakkı istediklerini söylüyorlar; ancak bu talepleri karşılık görmüyor.

»Eve hapsedilen, güvencesiz çalışan kadınlar sosyal güvenlik sisteminin dışında bırakılıyor. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi, zaten bu hizmetlere ulaşmakta zorluk çeken kadınları daha da zor durumda bırakıyor.

»Başbakan Erdoğan’ın ve diğer hükümet yetkililerinin kadın-erkek eşitliğine inanmadıkları ya da kadını birey olarak değil ailenin parçası olarak gördükleri yönündeki cinsiyetçi söylemleri, eşitsizliğinin derinleşmesine, erkek şiddetinin artmasına hizmet ediyor.

KARAR MEKANİZMALARINDA YOKLAR
»Türkiye nüfusunun yarısı kadın, ama bu ülkeyi hep erkekler yönetiyor. Meclis’te bulunan 550 milletvekilinin yalnızca 78’i kadın. Buna göre TBMM’de kadınların temsil oranı yüzde 14.

»Dünyada çok sayıda ülke parlamentoda eşit temsilin sağlanması için kadınlara yönelik pozitif ayrımcı tedbirlere başvuruyor. Türkiye’de ise pozitif ayrımcılık yalnızca kağıt üstünde var, uygulamaya geçirilmiyor.

»Kadınlar yerel yönetimlerde de yoklar. Yerel yönetimlerde kadın temsil oranı binde 9. 2877 erkek belediye başkanına karşılık yalnızca 26 kadın belediye başkanı var. Yalnızca iki il belediyesinin başında kadınlar var.

BARIŞ İÇİN ISRAR EDİYORLAR
»Kadınların 2012 8 Mart’ındaki taleplerinin başında yine “barış” geliyor. AKP hükümetinin şiddeti ve imhayı esas alan politikaları, Kürt halkına yönelik askeri ve siyasi operasyonlar, barış umutlarının körelmesine yol açıyor. Savaşın en ağır bedellerini ise yine kadınlar ödüyor. Savaşı körükleyen tüm politika ve söylemler, kadınlara cinsel şiddet, işkence, tutuklamalar, cezaevi kapıları, evlat acısı olarak geri dönüyor.

»BDP’de siyaset yapan kadınlar, sendikacı kadınlar, öğretim üyeleri, gazeteciler, birbiri ardına yapılan operasyonlarla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hemen her gün yeni bir operasyon haberi geliyor. Kürt halkının oylarıyla seçilen, şu an cezaevinde bulunan BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, 20 Şubat’tan bu yana açlık grevinde.

»Kadınlar, yaşadıkları tüm acılara karşın egemen savaş diline karşın barışı savunmayı, “Barış için ısrar ediyoruz” diyerek taleplerini dile getirmeyi sürdürüyor.

Susma haykır lezbiyenler vardır

Etnİk kimliğinden ötürü baskı gören kadınların yanında, çok sayıda kadın da cinsel kimliği nedeniyle baskı altında. Egemen olan heteroseksist zihniyet, LGBTT bireylerin ötekileştirilmesine, yok sayılmasına, hatta yok edilmesine yol açıyor. Trans kadınlar erkekler tarafından hunharca katlediliyor. Lezbiyen kadınlar, erkeklerin yoğun tacizi altında yaşamını sürdürmek durumunda kalıyor.

8 Mart 2012 Perşembe

İzel ROZENTAL ÇİZDİ

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

7 Mart 2012 Çarşamba

Sivas Katliamı - Zaman Aşımı


Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) AKP’nin, Sivas katliamı sanıklarının zaman aşımından yararlanmaması için CHP’lilerin verdiği yasa teklifinin öncelikle görüşülmesini reddetmesini protesto etti.

CHP’nin verdiği yasa teklifinin öncelikle görüşülmesinin AKP’lilerin oylarıyla reddedildiğine atıf yapan ABF, bunun tam bir “insanlık ayıbı” olduğunun altını çizdi. ABF açıklamasında, bu kararın aynı zamanda, “fiili olarak 2 Temmuz 1993 tarihinde tekbir sesleri eşliğinde ‘Yakın ula yakın’ çığlıklarına destek vermek” anlamına geldiği vurgulandı.

Bu kararın aynı zamanda “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlara destek vermek” anlamına geldiği de vurgulanan açıklamada, “AKP’nin bu kararı, katliam sanıklarını mahkemelerde ‘avukat sıfatıyla’ savunan kişilerin; daha sonra AKP’de, bürokraside ve yerel yönetimlerde yükselmelerinin tesadüf olmadığı anlamına gelir” denildi.

AKP’nin bu kararla, 13 Mart 2012’de yapılacak duruşmada mahkemeye “Sivas sanıkları için zaman aşımı kararı al” mesajı verdiği de kaydedilen açıklamada şu görüşler dile getirildi: “Bu karar AKP’nin gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Sivas’ta Madımak Otelini yakanları savunanlardan, onlara avukatlık yapanlardan bu ülkeye demokrasi gelmez. Alevilere yönelik her gün kin ve nefret tohumları ekenlerden eşitlik ve adalet de beklenmez!”

Federasyon olarak bugünkü Mecliste zaman aşımını fiili olarak onaylayan zihniyete karşı, Türk Kürt, Alevi Sünni, inancı ve etnik kimliği ne olursa olsun, insan olan ve adalet isteyen herkesi tavır almaya çağırdıkları kaydedilen açıklamada, “En önemlisi de 13 Mart 2012 Salı günü saat 09.00’da Ankara Adliyesi önünde olmaya davet ediyoruz” denildi.
13 Mart Salı günü Ankara Adliyesinde yapılacak duruşma öncesi buluşulup, katillere zaman aşımı uygulamasını engelleme çağrısı yapılan açıklamada, “İnsanlık suçu işleyenlerin cezalandırılmasını istemek için, Alevi ya da Sünni olmak gerekmez, Türk ya da Kürt olmak da gerekmez! İnsan olmak yeter!” denildi. (Ankara/EVRENSEL)


KATLIAMI UNUTMA, UNUTTURMA

Davanın zaman aşımına uğratılmasına tepki gösteren Genç Akademisyenler, internet siteleri üzerinden imza kampanyası başlattı. İnsanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımı kavramıyla değerlendirilemeyeceğini söyleyen, Genç Akademisyenler, zaman aşımı kararının çıkması halinde, yeni katliamların önünün açılacağını ve toplumsal barışın ve adalet duygusunun büyük yara alacağı uyarısını yaptı. Davanın görüldüğü, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerine seslenerek, “Mahkemenizden, 13 Mart’ta yapılacak duruşmada Sivas Katliamı’nın insanlığa karşı suç teşkil ettiğinin kabul edilmesini, ve dolayısıyla zamanaşımı kuralının uygulanamayacağının karara bağlanmasını talep ediyoruz” İmza kampanyası, www.ipetitions.com/petition/sivasiunutma/ adlı internet adresinden yapılıyor.

6 Mart 2012 Salı

Engin Ardıç Sıçıyor...


Hominoidea Engin Ardıç:
(Yakından baktım, hiç de fena değiller, incecik genç kadınlar, sıfır yağ, fındık meme, uzun bacak.) Bu kadınlar bünyelerine de güveniyorlar ki kar altında soyunmaktan korkmuyorlar. Vallahi bizim liberal aydınlar da bizim hükümeti protesto için soyunsalar ya çift taraflı sulu zatülcenp olurlar ya da polis tarafından"halkın göz zevkini bozdukları için" tutuklanırlar. Ukraynalı hanımlar göbeklerine de çeşitli sloganlar yazmışlar: "Sizin yüzünüzden fakiriz" gibi. Türk basını olayın üstüne atlamış çünkü hem kadınlar yarı çıplak (belden aşağıda Amerikan kapitalizminin ürünü blucin) hem de solcu. Bir taşla iki kuş: Haberde hem seks var hem sosyal içerik.
e-mizah

Akdeniz Üniversitesi Felsefe Topluluğu


Muhalif öğrenci topluluğunun tüm emektarlarına saygılarımızı ve sevgilerimizi iletiyoruz.

4 Mart 2012 Pazar

Diyarbakır'da polis öğrenci avında

Diyarbakır'da, geçtiğimiz Cuma gününden bu yana Dicle Üniversitesi Öğrenci Derneği (DÜÖDER) ve çok sayıda öğrencinin evlerine baskın düzenlendiği öğrenildi. 3 gün içerisinde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Siyasi Şube polisleri tarafından düzenlenen baskınlarda şu ana kadar 15 öğrencinin gözaltına alındığı belirtildi. Öğrenci derneği ve evlere düzenlenen baskınlarda birçok dergi, kitap ve CD'lere el konulduğu öğrenildi. Gözaltı gerekçesi öğrenilemezken, baskın ve gözaltıların, geçtiğimiz Çarşamba günü öğrencilerin BDP Kayapınar İlçe binasında devam eden dönüşümlü açlık grevi eylemine katılmasının ardından yaşanması dikkat çekti. Gözaltına alınan 15 öğrencinin, dosyada gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle avukatları ile görüştürülmediği bildirildi.

ANF NEWS AGENCY

2 Mart 2012 Cuma

1 Mart 2012 Perşembe

Sefer Selvi Çiziyor - 4+4+4

Sefer Selvi/EVRENSEL

Eğitimde 4+4+4 formülüne Bahçeli'den tepki: "Bu işler öyle basit değil..."

İZEL ROZENTAL ÇİZİYOR - HEPİMİZ TÜRKÜZ

İzel Rozental/ŞALOM