20 Mayıs 2010 Perşembe

Bülent Tekin Yazıyor

ERKEKLER EVİ
CHP lideri Deniz Baykal’ın özel yaşamı ile ilgili görüntülerin getirdiği istifa ve olayı bu ülkede herkes konuştu. Toplumsal doğanın kabul etmediği yasak ilişkileri salt politikacı, yazar, artist, şarkıcı, bürokrat gibilerinin değil tüm insanların yaşamamaları gerektiğini düşünürüm. Kutsal dinler bunu Şeytan’ın ayartması olarak açıklarlar. İnsanların dünyanın doğallığına ve farklılıklarına insan, hayvan, bitkiyi de kapsayacak şekilde tam bir saygıyla (ekolojiyle) bakması gerekir. Kadın, erkek, ırk, sınıf, din, kültür, dil, yoksul, zengin gibi tüm farklılıkları eşit bir yaşam ortamına sunmak önemlidir. Zaten kutsal dinlerin anlattığı ahlak da bu değil midir? Dinlerin toplumsal ahlakın oluşturulmasında önemli rolü olmuştur. Ahlakın olmadığı bir dünyada insanlar ancak sapkın, şehvetli ve acımasız birer hayvan olabilirler(di).

Türkiye’de gerçeğin ne olduğuna gelirsek, “kurnaz adam” düzeni (tekelci finans kapital) tekelci devletin insan haklarının ihlaline dayanan ciddi bir kirliliğidir. Kimsesizlerin ve sahipsizlerin asla siyaset yapamadığı ama tam bir demokrasi varmış gibi sunulan düzenin de aslında birbirinden (kökende) farklı olmayan benzer siyasi partileri-bunlar özünde birer devlet partisidir-beslediğidir. Faşistinden İslamcısına hangi burjuva politikacısı-kim kimden?-daha ahlaklıdır? Kötülükleri işlerken karanlıkları seçmek-görünmemeyi becermek-günahı ortadan kaldırır mı? Suç ve günah işlerken kasete alınmamayı başaranlar daha mı temizdir(ler)? Dinleme ve görüntü kasetleri, siyasi şantaj, tehdit, kasetlerin gizli eller(!) tarafından servisi-çok şükür garibanların böyle bir sorunu yok demek isterdim ama fatura onlara kesiliyor-kurnaz adam düzeninde siyasetin hangi ilkeler üzerinden yapıldığını göstermesi açısından oldukça ilginçtir. Bu vahşi düzenin işleyişi özel hayatın gizliliğini, siyasetin fikirler arasındaki rekabetle yürütülmesi söylemlerini nasıl boşa çıkardığını ve modern kölenin (yurttaşın) en üst temsilcileri tarafından nasıl bir karakterle düşünüldüğünü göstermesi açısından önemlidir. Buradan alacağımız bir ders olmalıdır!

Deniz Baykal olayına gelince: Ona bu komployu (kasete çekmeyi) yapan derin devlettir. “Ergenekon’u, orduyu filan çok iyi savunamadın. AKP bizi mahvetti. Seçim de kazanamıyorsun.” demiş olmalılar. İpin böyle çekildiğini düşünüyorum. Bu iş Silivri’ye kadar da gider. Bu operasyonun yurtdışı bağlantıları yok mudur? Elbette vardır. Bu güçle karşıt gücün (her ikisinin iç ve dış destekçilerinin) mücadelesi vardır. Ve tuhaftır ki bu olayda devletin erkeğin küçük bir ailesi olarak inşa edildiğini de gördük. İstismar, saldırı, tecavüz karakterinin bu aile devletinde hep var olacağını da görüyoruz. Toplumun politik ve ahlaki dokusunu paramparça etmekle yarışıyoruz adeta!
--
bulent_tekin@turk.net
--