28 Şubat 2010 Pazar

E-PAZAR -25- Karman Çorman

HAFTANIN KARİKATÜRÜ
HAFTANIN FOTOĞRAFI
BALIKESİR'in Dursunbey İlçesi'ne bağlı Odaköy yakınlarındaki Şentaş şirketine ait kömür madeninde meydana gelen grizu patlamasında 13 işçi hayatını kaybetti, 18 işçi yaralandı. 1 Haziran 2006'da da aynı madende yerin 700 metre derinliğinde aynı saatlerde meydana gelen grizu patlamasında yine 17 işçi hayatını kaybetmişti.
HAFTANIN FIKRASI
Başbakan Erdoğan'ın yeni talimatı:
-Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başbakanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başbakan Erdoğan küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi....."
HAFTANIN + BİLMEM KAÇI

HAYVANLAR ALEMİ
---
Teşekkür
Ercan Akyol
Serkan Altuniğne
Erdil Yaşaroğlu

Teessüf
Balyoz
Akp
Yasama
Yürütme
Yargı

25 Şubat 2010 Perşembe

LEMAN DERGİSİ - ASKERE ŞOK OPERASYON


BÜLENT TEKİN YAZIYOR - GIRGIR DERGİSİ

KURNAZ ADAM PİYASA’DA!
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner-soruşturmalarını yaptığı İsmailağa Cemaati, Gülen Cemaati soruşturmaları ardından-(Erzurum) Özel Yetkili Savcı tarafından gözaltına alınıp yine Özel Yetkili Mahkeme’ce (Bu mahkemeler DGM’dir) tutuklandı. Eğer bir başsavcı böyle apar topar içeri tıkılıyorsa vay nüfus kâğıdı olan (garip) vatandaşın haline(!) Bu olayla İsmailağa Cemaatinin de-telefon dinlemelerinden-bakan’lara emirvari hükmettiklerini ve en yağlı ihaleleri alabildiklerini öğreniyoruz. Cemaatlerin artık-tıpkı Mafya’da olduğu gibi-birer sermaye şebekeleri olduğunu görmemiz gerekir.(Bugün iktidarda olan Fethullah Hoca’nın nasıl bir ticari tekel olduğunu göz önüne getiriniz.) Ülkemizde-AB’ye gireceğiz haykırmalarına karşın-esas amacın İslami faşist bir diktatörlüğün kurulması olduğunu düşünüyorum. (İslam asla faşist değildir. Buradaki kullanım, İslam’ın kullanılarak uyanık dincilerin iktidarı ele geçirme anlamındadır.)

Faşizme, militarizme, JİTEM’e, derin devlete, Ergenekon’a karşı çıkmak ayrı bir şeydir (mutlaka karşı çıkılmalıdır!) ama AKP’nin kuyrukçusu olmak ayrı bir şeydir. AKP’nin-takiyyeci, sahte demokrat tavırlarına aldanmadan-Kürtler(e) dâhil, kimseye vereceği bir iyi (ak) günün(ün) olmadığını görmek gereklidir. Artık-1500 civarında kadrosu ya da yandaşı-gözaltına alınıp bir kısmı tutuklanan BDP’nin AKP kuyrukçuluğundan kurtulması lazım(dır). Eğer İslami faşist bir diktatörlük kurulursa-aslında bu AB ve ABD’yi hiç ilgilendirmemektedir!-Tayyip Erdoğan veya Bülent Arınç nesebinden (iktidarından) bin yıllar geçse de kurtulunamayacağını bilmek gereklidir. Hazreti Muhammed’in şahsındaki İslamiyet kesinlikle-burada-söz konusu değildir. İslamiyet’e dahi ihanet olarak değerlendirilebilen bir kurnaz adam’ın yeryüzü devleti’nden (gölgesi) söz ediyorum. Kurnaz adam-artık Firavun ya da Nemrut gibi bizzat tanrı olmak fikri yerine-tanrı elçiliği (gölgesi) yaparak ticaret ve siyaset yapmak istemektedir.

Ülkemizdeki (Amerikancı) İslamcı politikacılar devletin (ticari tekel veya para) iktidarında sürekli oturmak istiyorlar. [Ticari tekellerde asker, rahip (din adamı) ve yönetici (bürokrat, siyasetçi) kavgası bu paraların paylaşımından dolayı ortaya çıkmaktadır.] Bugünkü olan anlaşmazlık ta budur! (Bu anlaşmazlık demokrasi mücadelesi değildir. Keşke olsaydı: Biz de bin takla atardık o zaman!) Oğlu 12-14 yaşlarında (internet üzerinden) ticarete atılan bir cumhurbaşkanımız var! Bu nasıl İslami bir ahlaktır ki onaylanabiliyor? [İslam’da ticaret kutsanmıştır(!) diyeniniz olabilir. Peygamber de ticaret yaptı, helaldir diye bilirsiniz! Ama ben de milyonlarca insanın aç olduğu bir ülkede (resmi rakamlar 17 milyon diyor, çok daha fazladır aslıda!), 40 yaşındaki insanların işsiz olduğu bir ülkede, bir çocuğun-babasının makamını ve siyasi gücünü kullanarak-milyoner olması da günahtır diyebilirim. Siz Peygamber misiniz? diye de sorabilirim.] Humeynivari bir cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı ile demokrasicilik oyununu oynamak çok zevkli bir şey olmalı! Ahlakı ticarete ve paraya dönüştüren bir İslam’la Allah’ın diniyle oynamak da çok kurnazca bir şey olmalı! Ne mutlu kurnaz adamlara! Ve ne yazık emek, demokrasi ve insan hakkı mücadelesi vermeyen aldatılmış insanlara!

---
bulent_tekin@turk.net
---

24 Şubat 2010 Çarşamba

Penguen Dergisi - Gündem


Kendi Kendine Yazan Çocuk


***hep ben,yine ben
***Bilgisayar 900 tl,3G mobil modem aylık 52 tl.Gece 3 e kadar bilgisayar başında oturduğun için babadan yenilen fırça paha biçilemez.
***Bazen böyle düşünüyorum da,futbolcuların hiç sahada nası desem,tuvalet ihtiyacı falan geliyor mudur acaba?Düşünsene adam tam gole giderken birden geldiğini.
Ne komik olur hee..
***Feysbuk aleminde bi oyun var ya.Brain buddies ben normalde o oyunu çok oynardım fakat oyunun hilesini bulduktan sonra,oyun heyecanını giderek kaybetti
sanki..
***O değil de ben kendime bi de feysbuk aleminde hayran sayfası açtım.Ben bile üye olmazken sağolsun bi sürü insan hayran olmuş lan bana.Bakma onlarda
hani garibanın kalbi kırılmasın diye üye olmuşlardır kesin.Çünkü düşünüyorumda benim hiçte hayran olunucak bi tipim yok..
***Bazen böyle aynanın karşısına geçip.Ayna ayna benden yakışıklısı var mı diye soruyorum ama ayna dile gelipte Türkiye nufüsunun yarısı dese,korkarım ben.
***O değil de bi ara ünlüler çiftliği vardı nooldu ona?ne güzel izleyip izleyip gülüyorduk nan evde.
***Tadella çikolatasının yeni reklamını gördünüz mü bilmiyorum ama reklamda bi çocuk var,Dış ses diyor ki.Çocuğun içinde gdo yok,Trans katkısı falan yok
neden çünkü bunlar tadella nın içinde yok.Eee iyi de kardeşim bu çocuk başka bi bişey yemiyor mu ki sen bu kadar emin konuşuyorsun.
***Uzun zamandır bıyıklı olan birisini bıyıklarını kestirmiş olduğunu görünce ne kadar komik bi yüz çıkıyo karşımıza di mi?
***Ben bizim millet kadar abartmayı seven bi millet daha görmedim,aslında ben başka bi millet görmedim hayatımda ama olsun.Çocuk anlatıyor işte,çocuğu
şöyle dövdüm böyle dövdüm,ağzını burnunu kırdım falan diye.Ertesi gün öbür çocuğu bi görüyorum hiç bişey yok çocukta,çizik bile yok hee..
***Bazen kafama takılmıyor değil,Neden gazetelerde magazin haberleri ile 3.sayfa haberleri yanyana?Tamam 3.sayfanın yeri aynı yerinde duruyor bari magazin
haberlerinin yerini değiştir.Gazeteyi bi açıyorum 2.sayfada ünlü playboy yeni bi kızla görüntülendi ya da ünlü işadamı avrupadan yeni araba getirtti kendine.
3.sayfaya bi geçiyorum,Sevgilisi kendini terk etti diye sevgilisini bıçaklıyo,başka bi adam kredi kartını ödiyememeiş haciz gelince cinnet geçirmiş türü
haberler.insanın kafası allak bullak oluyo resmen..
***Hala kendime anlam verebilmiş değilim her gün sabah 8.30a alarm kuruyorum fakat 9.30a kadar 10 dk bir erteliyorum genede babam telefon açınca yataktan
fırlıyorum hee..Babam aramasa akşama kadar kalmıcam yataktan.
***Ben Seda sayan ı kınıyorum arkadaş.Bi cips için oğlunu eve çağırıyor,nerden biliyosun belki oğlunun işi var,hadi onuda geçtim,Sanki oğluna sarma dolma
tarzı yemek yapmış gibi çağırıyoru bide.Cips lan bu çocuğun canı isterse bakkaldan alır yer,sen koskoca seda sayan çocuk dışarda para harcamasın diye,cips
için eve çağır olucak şey değil valla.
***Ya bi de son olarak,şu sıralar gündemde darbe falan var ya askerler darbe yapıcaktı falan.Gerçi ben öyle şeylerden anlamam ama aklıma şu geldi,Eskiden
darbe yapmak için trt ye el koymanız yeterliydi herkese duyurabilirdiniz sesinizi ama şimdi öylemi bisürü kanal var düşünsene adamlar gidiyo,televizyon
binasına el koyuyor,tam açıklama yapıcakken azz sonraa,diye allta alt yazı,Reekklamlaarr falan.Ahh bi de reyting almadığını,darbe planları hop suya düştü.
Neden 70 milyon izlemedi diye..
***70 milyon geyiği yıllardır hep aynı hee,ulan bu 70 milyon hiç mi artmıyor arkadaş anlamadım ki..
***Tamam her gencimiz askere gider ama bi kişiyi askere yollamaya 50 kişi birden geliyo arkadaş hadi onuda geçtik hepsi bi ağızdan bağırınca olmuyo sanki..
***Haftaya görüşmek üzere
---
http://mustafadamar.blogspot.com/

23 Şubat 2010 Salı

Musa Kart Çiziyor


Musa Kart/CUMHURİYET
23 ŞUBAT 2010
---

Bülent Arınç'ten medyaya 'düzey'li eleştiri

(Radikal)

...Türkiye'de en önemli televizyon kanallarından birisi, bunu bilerek istismar ediyor. 'Başsavcılık basıldı' diyor. 'Adliye basıldı' diyor. Tuuu sana. Böyle basılma olmaz. Bu çok terbiyesiz....

TERBİYESİZ ADAM* SOYTARILIK YAPMA

(SIRRI SAKIK)

21 Şubat 2010 Pazar

E-PAZAR -24- DAYANIŞMA

HAFTANIN KARİKATÜRÜBaşbakan Erdoğan'dan işçilere uyarı:''Ay sonuna kadar eylemi bırakmazsanız,polis müdahalesini düşüneceğiz.''

HAFTANIN FOTOĞRAFI
TEKEL İŞÇİLERİNE SELAM OLSUN.AY SONUNU BEKLİYORUZ HEP BERABER... O ÇADIRLARDA DİRENİŞ DEVAM EDECEK.BİLİYORUZ...

HAFTANIN FIKRASI
Yaslı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
Bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani? (Golan : Emniyet kemeri)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gördün mu, simdi ceza kescez.
Amca: Kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele işim var.
Polis: Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam eşeğe mi?..
Amca: ????
Polis : Yani cezayı sana yazarsak 5 milyon ödeycen, eşeğe 3 milyon ödeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Neden sana keseyoz amca?
Amca: Onun sicili temiz ossun polis yapcez onu!

HAFTANIN + BİLMEM KAÇI

HAYVANLAR ALEMİ
---
İsmini vermek istemediğimiz bir mizah sitesi bize kafayı fena takmış durumda. Blog sayfamızın bazı değişikliklere gidilmesini istediler.Beğenmemişler tarzımızı,tat vermiyormuş.Yasal süreç başlatacaklarmış. Klasik mizahhaber söylemi :)) Ama bunlar başka, bir yandan da Methiyeler düzüyorlar hadi hayırlısı :) E-MİZAH isimli bloğu ve logoyu hedef alarak üstümüze saldıran bu internet sitesi,saçma sapan forumuyla göz dolduruyor(ipucu)

HERTÜRLÜ

mizah.blog@gmail.com

20 Şubat 2010 Cumartesi

PENGUEN DERGİSİ - GÜNDEM

---

Milletvekillerimiz(kim seçti bunları bilmiyorum,ben rey hakkımı kullanmadım hakeza babamda kullanmadı) toplumumuzun kanayan yarası, bunda hemfikiriz değil mi?Bakan dediğimiz adam recep akdağ : ''Gel ulan buraya senin an.an s.kimde gör.'' diyor.Hemen ardından karşılık veriyor Oktay Vural :''İndir o elini gelirsem oraya g.çmişini geleceğini eşikdekini beşiktekini ...''diyerek sıralıyor. Recep Erdoğan efendi boş durur mu? O'da:''Baykal d.mal, Bahçeli tut s.ki, '' gibi s.kimtrak esprilerle gündemin mına koyuyor.Ayrıca bu blogda yazdığım son yazıda bu oluyor.
--
Bu mudur ?
e-budur :(((
-
a-rıza
e-lastik

19 Şubat 2010 Cuma

18 Şubat 2010 Perşembe

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Cemaatlere soruşturma açan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tutuklandı.

Bülent Tekin Yazıyor

NEYE SAYDILAR BİZİ?
“Baba!” dedi genç oğlan. “Artık kimse bana Kero demeyecek!(Ker’in Kürtçe karşılığı eşek’tir. ‘Kero’ da eşek anlamına gelir. Eşeko gibi bir şey.)” “Nasıl olacak bu?” diye sordu babası. “Adımı (lakabını demek istiyor) değiştirecekler. Ancak bunun için bir mevlit ve yemek vermemi istediler. Köylüler bu iş bedavadan olmaz dediler.” “İyi!” dedi babası sevinçle. “Ver bir yemek, okut bir mevlit!” Genç adam ertesi gün birkaç kuzu kesti; yemek yendi ve ardından mevlit okundu. Mevlit bitiminde muzır bir köylü söz aldı ve “Adını ben koyacağım!” dedi. Köylüler onayladılar. Köylü genç adamın yeni adını açıkladı: “Bundan böyle adın Dehşiko olsun!” (Cehşik, Kürtçe “sıpa” anlamına gelir. Biraz şive farkıyla Dehşiko da yine “sıpa” demektir.) Herkes onayladı, çocuk sevindi! Genç adam heyecan ve hızla eve döndü. “Adımı değiştirdiler baba!” dedi. “Ne koydular?” dedi babası. “Adımı Dehşiko koydular baba!” “Eşek oğlum!” dedi babası. “Sen gelecek sene yine eşeksin demektir bu! Olsa olsa sana bir sene sıpa diyecekler. Gelecek sene sana yeniden eşek diyecekler. Çünkü sen artık büyüdün, eşek oldun diyecekler!”

Oligarşik Cumhuriyet ve onun devşirmesi siyasi partiler “demokrasi” maskesi altında otoriter ve totaliter rejimlerini-belki de padişahlığını-sürdürüyorlar. Oysa biz ülkemizde büyük bir ilerleme ve gelişme oluyor diye zaman zaman da seviniyoruz. Siz artık gelişmiş, ileri, modern bir ülkenin yurttaşlarısınız diyorlar. Bundan böyle siz değiştiniz, siz bu ülkenin sahipleriniz, sizin adınızı yurttaş yaptık diyorlar. Ya aklıma o Kürt hikâyesini getirmeden edemiyorum: Dehşiko-Kero meselesi! Tanzimat’tan, Meşrutiyet’ten, Cumhuriyet’ten, çok partili rejimden(!), demokrasiden nemalanan, okumuşlar, aydınlar, varsıllar, aristokratlar, ağalar, şeyhler, seyyidler, paşalar olmuştur. Hep onların durumu düzeldi. Osmanlı’nın da, Türkiye’nin de-yarın olacakların da belki-Meclislerine hep zenginler, ekâbirler, aristokratlar, feodal ağaları girdi. Bu büyük olasılıkla yarın da böyle olacak. Kurtuluş savaşlarını da, reformları da hep varsıllar (zaten varsıl olmayan okuyamadı o dönemler) yaptı. (Günümüzde TUSİAD da aynı şeyi yapmıyor mu?) Liderliği onlar yaptı, çarıksızlar da peşlerinden gitti.

Varsılların içinde samimi olanlar yok muydu? Vardı ve bedellerini ödediler. Samimi olmayanlardan da bedellerini ödeyenler oldu. Çünkü “kurnaz adam sistemi”nde en çok kurnaz olanlar kazanıyordu. Bugün de böyledir! Televizyondan gazeteye, tiyatrodan sinemaya, Meclis’ten derneklere kadar; şarkıcıdan saksafon çalana, herkes, bu kurnaz adam ilişkilerinde (ancak) yer alabiliyor. Bakın şöhretli bir yazara; mutlaka eski bir yazarın ya da şöhretin kaçıncı nesilden torunudur. Bakın bir artiste, tiyatrocuya, gazeteciye; o da eski bir namlı şanlının bir yerden akrabasıdır. Kimsesizlerin, ötekilerin hiç namlı şanlı akrabaları olmadı. Meçhul Asker gibidirler. Onlar orduda Mehmetçik; kamuda evrak memuru, bekçi, polis, işçi; piyasada garson, şoför, simitçi; dağda gerilla; evde bulaşık-çamaşır yıkayan ve çocuk doğuran kadın oldular.

---
bulent_tekin@turk.net
---

17 Şubat 2010 Çarşamba

İ.BÜLENT ÇELİK ÇİZİYOR

Üniversiteye hazırlanan öğrencinin kabusuna kabus ekleyen bu kavga neyin kavgası?.. YÖK Meslek liseleri ile düz liselerin katsayısını eşitleyelim diyor. Sadece İmam Hatip liseleri mezunlarının İlahiyat dışındaki fakültelere girişini kolaylaştıracak bu girişim adil mi peki?.. Hayır adil değil!.. Zira İmam Hatip liseleri dışındaki meslek liselerinde matematik, geometri fen gibi üniversiteye girişi belirleyen dersler neredeyse hiç görülmüyor. Bu bir yana, onlar kendi branşlarında bir fakülteye devam etmek istediklerinde mevcut olan avantajlarını da kaybediyorlar. İmam Hatipli de bu memleketin çocuğu, diğer meslek liseli de, düz liseli de.. Birine diğerlerine göre bu avantaj sağlama çabası, bu kayırma sevdası niye?

Haslet Soyöz Çiziyor - CUMHURBAŞKANLIĞI


Haslet Soyöz'ün 17 Şubat 2010 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

KENDİ KENDİNE YAZAN ÇOCUK

***Selam millet
***Bakkala yeni para verip te,para üstünü eski para olarak almanın üzüntüsü bambaşkadır.
***Naber lan orhan abi.Cümlesi ne komik di mi.Bu cümleyi sizde evde,okulda kullanabilirsiniz,isim yerini değiştirmeniz yeterli olacaktır.
***Düğün gibi ortamlar da ben hep görmüşümdür,kimsenin akrabası olmadığı halde gelip düğünü izleyen insanları.Onlar bambaşkadır yaa.Sadece çekirdek çitlerler ve gelen pasta yiyip meyve suyunu içerler,Kesinlikle oynadıklarını görmedim ben arkadaş çok ruhsuz bi varlıklardır bence onlar.
***Şu hayatta hiç yapmayı beceremediğim şeylerden biri de,fıkra anlatmaktır,kesinlikle beceremem arkadaş ne ben anlarım anlattığım fıkrayı ne anlattığımkişi anlar.Hayatı zindan ederim insana ben resmen yaparım bunu.
***Sana bi fıkra anlatıyım mı kardeş?(-ya bi dur be dayı.)
***O diil de bi ara sana bi fıkra anlatıyım mı ?.Anlat.Anlat demekle olmaz,sana bi fıkra anlatıyım mı?.vardı uyuz olurdum var ya onlara
***Daha geçen seneye kadar nargile nedir bilmezdim efenim.Ben hani o çubuktan meyve suyu gelicek sanıyorum,ciddiyim bak anla artık olm ne kadar mal biriniokuduğunu.Arkadaş içime çekiyorum çekiyorum bişe gelmiyo,uyuz olmuştum var ya.Duman çıkıyo ama tat gelmiyo ki.
***Küçükken Florya da kuaförde çalışıyorum,ramazan günü orucumuzu açtık,kalfa beni bi şey yüzünden dövdü,sonra çay istedi 4 tane,gittim 3 tane çayın içineaz b,şey tükürdüm bak.Sonra götürdüm artık kalfa daha içmeden anladı.Beni yine dövdü adi herif,ama bu sefer niye dövdü anlamadım lan.
***Çay içer misiniz??(-yok hocam sağol be içmiş kadar olduk.)
***Siyah renkte pontolan giymeyi hiç sevmiyorum var ya.Hemen kirleniyor arkadaş yaa..Kot pantolonuda sevmiyorum aslında sıkıyo bazen.En iyisi pantolon giymeden dolaşmak hacı.Gerçi yolda linç olma ihtimali yüksek ama en azından rahat olcan olm...
***Orta 1 e giderken bi yandan da kahve de babama yardım ediyorum,bi gün tezgahın üstünde 2lt kola şişesinin kapağını açıp,bakıp geri kapatıyorum,amcaoğludedi ki;lan mustafa napıyon sen orda.?abi bunda tekrar deneyiniz yazıyo açıp kapatıyorum aynı demiştim.Herkes gülmüştü.
***Bazen böle düşünüyorumda acaba benim evleneceğim kız şu anda nerde?Ciddiyim bak ulan acaba şu anda nerdedir o da beni düşünüyor mudur falan.?Galiba benbi ruh hastası gibi bişeyim.
***Tivitterde birine bişey yazıyorum,o kişi bana cevap yazmıyor ya o an kendimi dünyanın en gereksiz kişisi olarak gürüyorum.Lan cevap yazsan ölür müsün?
***Ben bu iphone kadar sonradan görme bişey görmedim arkadaş.Birine meil atıcam,altta hemen kendi notunu yazmış,İphone'den gönderildi diye.
***Geçen gün tam feysbukta tam 4 tane mesaj geldi arkadaş,ama çok ümitlenmiştim,hacı belki bi kız mesaj atmıştır diye ama diilmiş.Benim sevdiğimbi kişi o da benim gibi amatör yazar,yanlışlıkla aynı mesajı 4 defa atmış.Hayır kızamıyorumda sevdiğim bi kişi.aysberg bey bi daa olmasın attığın mesajadikkat etsene hacı,kimbilir kaç tane genç benim gibi heyecanlandıktan sonra hayal kırıklığı yaşamıştır.
***Kıroyum ama para bende...Apple şirketinin sahibi.
***O diil de son dakika stresini ilk defa bu hafta yaşadım lan.
***haftaya görüşmek üzere.
Mustafa DAMAR

15 Şubat 2010 Pazartesi

SEFER SELVİ ÇİZİYOR - 4/C


Sefer SELVİ/EVRENSEL
---
Sabah
(ABD'YLE ELÇİ KRİZİ)
Hürriyet
(EĞLENCE TAM GAZ-RİO)
Zaman
(KRİZ BİTTİ,BÜYÜME 2010'DA HEDEFLERİ AŞAR)
Vakit
(BERLİN'DE -15'TE SABAH NAMAZI)
Posta
(15'LİK KIZA SEKS TUZAĞI)
Taraf
(DİCLE ATTI BAYKAL TUTTU)
Tarih:15.02.2010
Kalabaklık kağıtlara gelll. Öğrenci evlerinin vazgeçilmez masa örtülerine gelll. Ölülerin üzerini örtmek için kullanıyoruz gelll.Halkın kafasını s.ken manşetlere gelll.Mide bulandıran gazetelere gellll. Toplumsal tarih belgelerine gellll. GELLLL GELLL GÖRMEZDEN GELLL..
TEKEL İŞÇİLERİNE SELAM OLSUN SELAM OLSUN YARENLER SELAM OLSUN FELAKET DOSTLAR(IMIZ)
e-LASTİK
a-RIZA

İ.BÜLENT ÇELİK ÇİZİYOR

Komşunun başı fena dertte..

LATİF DEMİRCİ ÇİZİYOR - 4/C

Latif DEMİRCİ/HÜRRİYET

14 Şubat 2010 Pazar

E-PAZAR -23- SEVGİLİLER

HAFTANIN KARİKATÜRÜ

HAFTANIN FOTOĞRAFI
Yalnızım ben çok yalnızım. Buymuş benim alın yazım :((

HAFTANIN FIKRASI


TREN BEKLİYORUM
Yeni evli bir çift tren hatlarına yakın bir yerde ev almışlar. Evin beyi her sabah işe gittikten sonra trenler geçmeye baslarmış ve yatak odasında bulunan elbise dolabının kapıları gıcırdarmış.
Buna sinirlenen evin hanımı bir sabah eşi gittikten sonra çağırmış marangozu.
Adam bakmış :-Anlamadım bir sorun yok, demiş.
Evin hanımı :-Ama tren geçerken gıcırdıyor, beni sinir ediyor, demiş.
Marangoz bizimkine :-İyi, demiş, sen işlerine bak ben dolabın içine girerim. Tren geçsin bir bakayim nerede arıza var.
Kadın :-Tamam, demiş evin işlerine koyulmuş.
Evin reisinin geri geleceği tutmuş bakmış bir çift erkek ayakkabısı kapıda. Dalmış eve aramış taramış yatağın altına bakmış kimse yok.
Bizimki açmış elbise dolabını, adamın biri sinmiş bekliyor.-Ne işin var lan senin burada, demiş bizimki.
Adam da ürkek bir sesle cevap vermiş :
-Şimdi tren bekliyorum diycem, ama inanmazsin ki!!!

HAFTANIN + BİLMEM KAÇI


HAYVANLAR ALEMİ


---
Teşekkür

:)

Teessüf

:(

Özel Teşekkür

elizabet

(elizabeth değil bu)


12 Şubat 2010 Cuma

ENGİN ASYALI ÇİZİYOR


Engin Asyalı'nın 12 Şubat Cuma günü Sözcü'de yayınlanan karikatürü...

11 Şubat 2010 Perşembe

PENGUEN DERGİSİ - GÜNDEM

Leman Dergisi - SEFER SELVİ


Erhan Tuncel gardiyanlık sınavına girdi ! Ogün Samast evlendi !..

OSMAN TURHAN ÇİZİYOR - EŞİTLİK

Osman TURHAN/ZAMAN

Bülent Tekin Yazıyor

YALANCI PEYGAMBER: MUSEYLEMET-ÜL KEZZAB

AKP Aydın (eski) İl Başkanı’nın Tayyip Erdoğan’ı peygamber ilan etmesini MHP yeniden Meclis’e taşıdı. Başbakan’a “peygamberlik” yakıştırma ve tartışmaları günah, ayıp ve dindışlılık gibi maskelemelerle susturuldu. İnsanlık uygarlık tarihinde mitolojiyle beraber (mitoloji sonrası daha doğru olabilir) çıkan din ve tanrılar sisteminin toplum üzerindeki sömürünün en kolay sürdürülen yolu olduğunu söyleyebilirim. Bu (sömürü yöntemi), yığınlara kölece boyun eğmeyi ve kadercilik anlayışını aşılamasıyla tepe noktasına ulaşmıştır. Tabii ben burada ilk insanların kurnaz insanlarca bulunan din ve tanrılar yöntemiyle sömürülmesinden bahsediyorum. Tanrıları ziggurat’ların ikinci katında (üçüncü katta tanrılar vardır) yaşayan rahipler buldular. Zaten Ana-tanrıçalık (İnanna) yerine erkeksi tanrının (Enki) konmasıyla rahip sınıfı iyiden iyiye sömürüyü sağlamlaştırmışlardır. Tanrıçayı alaşağı edip erkeği kutsayan sistem kadını tam aşağılaştırmış ve yok saymıştır.(Zigguratların alt katı tarım ve üretim yapan çalışanların yeridir. Yani asıl sömürü burada olmaktadır.)

İnsanlığın ilk krallarının da bu kurnaz rahipleri olduğu kuvvetle muhtemeldir. Rahipler daha sonra tanrıları göğe çıkartarak kendilerini de onların sözlerini tek diyebilenler ilan etmişlerdir. Vahiy ve peygamberliklerin ortaya çıkış biçimlerine benzetilebilir. Artık rahipler gökteki tanrının yürüyen gölgeleri (vekilleri) olarak toplum mühendisliği yapmaktadırlar. Bu özetlememi kimse yanlış anlamasın! Çoktanrıcılığın ve daha sonra tektanrıcılığın başlangıç dönemlerini sosyolojik basit bir anlatımla anlatmayı deniyorum. Bu anlatımın ateizmi övme gibi bir niyeti yoktur. Bu denemedeki asıl amacım din, bilim, siyaset, felsefe, ahlak ve yönetim arasındaki bağı anlatmaktır. Kutsallık kavramına dayanarak sonraki yıllarda (bugün en kralı ve moderni yapılıyor) rahipler ve yürüyen tanrıları (tekeller, para, kambiyo, borsa, senet) dine ve tanrıya, ceza ve günah anlamlarını yükleyerek toplumu itaat etmeye çalışmaktadırlar.

Güçlü ve kurnaz adamların rahip (din adamı), yönetici (siyasetçi, bürokrat), askeri komutan’la kurumlaşarak oluşturduğu devlet, hiyerarşik soygun düzenini perçinleştirmektedir. Dinin-ahlakı artırıcı yönünü kullanmayarak-salt kurnaz adamın dini gibi (milliyetçi ve ırkçı-devlet dini gibi kullanılır) kötü kullanılmasını insanlık olarak yaşıyoruz. Peygamberimizin ölümüyle bize göre peygamberlik zinciri bitmiştir ama peygamber gibi davrananların olmadığını söyleyebilir miyiz? Peygamberimiz Muhammed’in son yılında ve vefatından sonra (Ebubekir’in halifeliğinde) bazı sahte peygamberler türediler. Peygamberimiz bu sahte peygamberlerin öldürülmesi talimatını vermiştir. Hazreti Muhammed’in ölümünden sonra Museylemet adında biri ortaya çıkmış ve bir sürü ayet uydurmuştur. Peygamberim! demiştir. Daha sonra yalancı ve sahte olduğu ortaya çıkınca Müslümanlar tarafından Museylemet-ül Kezzab adı verilerek lanetlenmiş ve öldürülmüştür. (Kezzap, Arapça yalancı anlamına gelir.)

Bugün bile peygamberden daha çok rağbet gören dinciler vardır. Bu çok açık söylenmese de tarikatın içyapısında görülmektedir. Günümüzde Fethullah Amerika’da peygambervari bir işlev görmektedir. Ülkemizin eğitim ve idari kadrosunu ele geçirmiştir. Gençlik Fethullahçı yetiştirilmektedir. KCK ve BDP (DTP) operasyonlarını yapan devlet Fethullah’ın hiçbir dershane, yurt, okul ve evinin önünden geçmemektedir. Devlet ve polis illlegalitenin kralını korumaktadır. Dini siyasete alet ederek-aslında paraya tapan!-tekelci devletin iktidarında oturup aileleriyle birlikte yandaşlarına köşe döndür(t)en Fehullahçılık, Türk İslam Sentezciliği ve Amerikan İslamcılığına (Ilımlı İslam)-içlerinden ne kadar isteseler de-biz onlara peygamber demeyeceğiz.

---

bulent_tekin@turk.net

10 Şubat 2010 Çarşamba

MUSA KART ÇİZİYOR - AÇILIM TAMAM

MUSA KART/CUMHURİYET

Ercan Akyol Çiziyor

Ercan AKYOL/MİLLİYET
---

Açılım ile ilgili birkaç şey söylemek ister bu halk. Kulak verin sözümlerimize iyice...
G.te giren Şemsiye acilmaz
Açılırsa çıkmaz
Çıkarsa
Lale gibi açar
o g.t de g.t denilmez
ayrıca(hazır ağzımı bozmuşken)
İş işten geçti, düz ovada yağmurdan kaçılmaz, S.kilmiş g.tün davası olmaz gibi halkımızın didaktik sözlerine yer vermeyi bir görev sayarım.
---
a-RIZA
e-LASK

9 Şubat 2010 Salı

KENDİ KENDİNE YAZAN ÇOCUK

***hep ben,yine ben
***Beni Testere katili kaçırırsa var ya,aboovv(aboovv?)kesin kurtuluşum olmaz ordan,ölür giderim.Ben anahtarı açana kadar zaten,zaman dolar,hiiç kendimi
yormam valla.Ölümün tadını çıkarırım.
***Bazen böyle zevke gelip baya yazıyorum bi sayfa doluyo nerdeyse.Ertesi gün aynı yazıyı okuyorum berbaatt,iğreniyorum resmen kendimden.
***Bi ara altı zincirli ayakkabılar vardı,noldu onlara?.Pek tutulmadı galiba.
***Aslında düşündümde(sen ve düşünmek.Allah ın bi mucizesi işte)bu ugg model ayakkabıyı ilk Süpermen giyiyordu.Kırmızı kırmızı.
***O değil de,Esnerken konuşmak ne acayip di mi?
***Uzaylı bana gelip,selam dünyalı biz dostuz dese ben ilk olarak,bira göbeğimi len o.Derim yani tabii korkudan dilim tutulmazsa
***Bu hafta sizi o değil de ye boğucam var ya.Bittiniz olm siz.
***O değil de,yıllarca dizilerde falan her hırsız-polis kovalamasında,polis bi vatandaşın aracına el koyuyor ve,hırsızı kovalamaya başlıyor,peki neden hiç,
aracı alınan insan gösterilmiyor bize,belki biz o adamı merak ediyoruz.
***Nereye gidiyor kardeşim bu memleketin halii.Önümüz de ki seçimlerde ben bile oy kullanıcam lan düşün artık.
***En pis şey bence birinden alacağını istemektir bence.Lan benim alacağım var isterken utanıyorum sıkılıyorum var ya,sanki benim borcum var herife.
***Küçüken çubuk krakeri sigara diye tutuyorum diye az dayak yemedim annemden hee.Dayağı yediğim halde genede yapıyodum onu,arada sırada hala yaparım hee.(ah
vurma annee valla bi daha yapmicaamm)
***Şok!!Şok!!Şok!!Aysun kayacı dan açıklama;"kendi kendine yazan çocukla benim oyum bir mi?..
***Elmayı yıkamaya üşenipte kazağına sürerek yıkandığını düşünen insan yanlız değisin merak etme.
***O değil de 29 şubatta doğan insana acırım ben arkadaş,biz her sene doğum günü kutlarken adamlar 4 yılda bi kutluyorlar,Gerçi daha hesaplı oluyo ama olsun.
***Regal markasının reklamlarını ilk günden beri seviyorum.Son reklamında öyle bi anlatıyor ki,adam çamaşır makinesi aldığı için birden popstar oluyo,kızlar
peşinden koşuyor.
***O değil de.Peynirli poğaçanın içinden çıkmayan poğaça nasıl bi cümledir arkadaş hala kendime inanamıyorum.
***Tartılan insanın yanında ki kişiye dönüp söylediği ilk cümle;palto falan var ya ondan böyle çok oldu yoksa zayıfım ben hacı.Kendimden biliyorum da.
***2-3 yıl önce,babam ve amcaoğlu aynı yerde çalışıyorlar,otogarda.3 katlı bi yer babam 2. katta amcaoğlu 1.katta.Bi gün babamı arıyo,amca sayısal loto da 6'yı
bildim diyor,babam normal olarak ilk başta inanmıyor ama amcaoğlu yemin edince hızla aşağı iniyor kupona bi bakıyor ki,sadece 6 yı bilmiş hee,başka da rakamı
tutturamamış zaten.
***Salıncakta oturarak değil de ayakta sallanan çocuktan çekinirim ben arkadaş.
***o değil de bu haftalık yazıda bitti iyimi.Haftaya görüşelim yine
---

8 Şubat 2010 Pazartesi

İ.BÜLENT ÇELİK - VATAN GAZETESİ


Yorumsuz hakkında bilgiler :(( Yorumsuz nedir ? Yorumsuz ile ilgili tanımlamalar. Yorumsuz benzeri: yorumsuz, yorumsuz videolar, yorumsuz yorumcu :((

e-Lastik

a-RIZA

SALİH MEMECAN - BİZİMCITY


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Cübbeli Ahmet Hoca'yı telefonla aradığı" iddiasına ilişkin olarak, "Aylar önce bir eski AKP'li bir milletvekili beni aradı, konuşmanın bir noktasında 'yanımda Cübbeli Ahmet Hoca var. Bir geçmiş olsun demez misiniz kendisine?' dedi. 'Gayet tabii, niye demeyeyim' dedim. Verdi telefonu telefonda 'geçmiş olsun' dedim" diye konuştu.

7 Şubat 2010 Pazar

E-PAZAR -22- TEK EL

HAFTANIN KARİKATÜRÜ
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Artık Tekel'inde sesi var
HAFTANIN FIKRASI
Iki Yahudi arkadas, piyasayi arastirmislar ve o sene haki renkteki kumasin moda olacagini ögrenmislerdi. Bütün varliklarini paraya çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaslari satin aldilar. Depolari bu renkteki kumaslarla doldu ancak kimsenin bu kumaslara talip olmadigi görüldü. Iki kafadar artik iflasin esigine gelmislerdi. Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardi. Artik biçagin kemige dayandigi bir gün kapi çalindi ve içeriye bir albay girdi: "Siz de dedi haki renkte kumas var mi?" Kulaklarina inanamadilar. Hemen atildilar: "Evet albayim var, gösterelim" dediler. Albay, dikkatle kumaslari inceledi. "Çok begendim", dedi. "Bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptiracagiz. Ancak tabii ki benim tek basima begenmem yetmez. Generalimin de oluru lazim. Bana bir parça numune verin. Yarin öglen 12`ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eger telgraf gelmezse kumaslari kesip imalata baslayabilirsiniz." O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal olursa" diye düsündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda, korku ile postaciyi beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12`ye 5 kala postaci sokagin kösesinden gözüktü. "Belki bize gelmiyordur" diye ümitlendiler. Ancak postaci gelip kapilarini çaldi. Moiz,büyük bir kederle koltuga çöktü. Aron da çaresiz kapiyi açti. Postacinin elinde bir telgraf vardi. Aron titreyen elleri ile telgrafi açti, okudu ve sevinçle seslendi: "Müjde Moiz, baban ölmüs!.." (Yahudi`lerin kafaları ticarete iyi çalışır mantığı ile yazılmış bir fıkradır.)
HAFTANIN + BİLMEM KAÇI

HAYVANLAR ALEMİ


Teşekkür

Ercan AKYOL
Erdil Yaşaroğlu
Serkan Altuniğne

Özel Teşekkür

Tekel İşçileri

Teessüf

TBMM
AKP
RTE
4C
AB
İMF
ABD
AA
XA
AQ

6 Şubat 2010 Cumartesi

4 Şubat 2010 Perşembe

İZANSIZLIK...

...
mizah dünyasının gözü-kulağı haline gelen bu bloga kafayı takan kim oldukları bile belli olmayan sanal kişilikler yaptıkları işin henüz yargıya gitmemesine şükredeceklerine ...diye devam eden yazı...Mizah dünyasının gözü kulağı ? Bu bloğa kafayı takan ? Yargıya gidecek iş ?
...
Orhan Önal röportajının isim değiştirilerek kopyalanmasının benzer ellerden çıktığını akla getiriyor.
HATIRLATMA
Orhan Önal'la yaptığı ve Mizahhaber'de 8 Ocak Cuma günü yayına koyduğumuz röportajı blogger'dan http://mizahhaber1.blogspot.com adlı bir adres alarak kopyalayan sanal alem çocuğu(Aradığınız blog bulunamadı.)İftira atmayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da dediği gibi sizin yaptığınız İZANSIZLIKTIR İZANSIZLIK.
***
Birlikte yıllarca çalıştığımız karikatürcü dostların karikatürlerini, onlardan izinsiz, hatta üzerlerinde "tahrifat" yaparak kulanan amatörlerle işimiz yok. (MİZAHHABER)
Biz, bütün karikatürcü dostlara izin için Mail yolladık.O önemli dostların haklarını savunmak sizin gibi basiretsizlerin işi olamaz.Aşmayın haddinizi, soruyoruz size doğru ve yerinde düşünmeyen sizler mi SAVUNUYORSUNUZ dostlarımızın haklarını?Kime karşı ? Neye dayanarak ?
~~~
...yani emek çalma işi devam ediyorken hoşgörüden bahsetmek komik bile olmuyor,(malumhaber)Hoşgörü-süz-lüğü hayat felsefesi olarak gören barbar topluluklar,gözünüzün üstündeki kaşı bile kusur olarak görürler ve HOŞTgörüsüzlük devam eder.Çalan biz değilizki emek hırsızı da biz olalım.Sizleri muhatap alan biziz işimiz vaktimizden çok,kendinize gelin, işinize bakın VE yaptığınız işi namusla şerefle onurla sürdürün
GELECEKTE SADECE SONUNA KADAR ONUR'UNU KORUYANLAR YAŞAYACAKTIR!!!
UNUTMAYIN.
---
Bizlere yolladıkları Maillerle, desteğini esirgemeyen dostlara selam olsun.Siz var olduğunuz sürece bizimde varlığımız garanti altına alınmıştır
E-MİZAH

Nuri Kurtcebe Çiziyor


Nuri KURTCEBE/CUMHURİYET
04.02.2010

BÜLENT TEKİN YAZDI


AKP’NİN KUZULARI
Namaz niyaz nedir bilmeyen bir Koçer (göçer) Cizre’de Şeyh Seyda’nın medresesine gelmiş. “Şeyhim bana namaz nasıl kılınır öğretiniz!” demiş. Onu getirenler Koçer’in algılayışının biraz kıt olduğunu söylemişler. Şeyh, öğrencilerinden birine Koçer’e önce duaların ezberletilmesini söylemiş. Öğrenci “Ettehiyâtü” duası ile başlamış. Günler geçmiş, ne yapmışsa bu duayı Koçer’e ezberletememiş. Şeyh bu kez Koçer’i daha iyi eğitim almış bir imama teslim etmiş. İmam da ne yapmışsa duanın tek bir kelimesini dahi ezberletememiş. Bunun üzerine Şeyh Seyda tüm öğrencilerini (tabii içlerinde üst düzey imamlar, melleler var) toplamış ve görüşlerini almış. “Buna ancak Melleyê Tori (Tori’nin Mellesi) ezberletebilir,” demişler. Zaten Melleyê Tori de ordaymış.
Melle, Koçer’e “Ne iş yapıyorsun?” diye sormuş. “Çobanım.” demiş Koçer.“Beni koyunlarının yanına götür!” demiş Melle. Gitmişler. Melle: “Bana en çok sevdiğin koyunu getir!” Koçer bulup çıkarmış. “Buna 1 diyorum. Şimdi de bu koyundan sonra en çok sevdiğini çıkar!” demiş Melle. Onu da çıkarmış.”Buna da 2 diyorum.” Böylece Koçer’e sevme sırasına göre 10 koyun çıkartmış. “Bak!” demiş Koçer’e. “Sevme sıralamana göre her koyuna bir isim vereceğim. Birinci koyunun adı: Ettehiyyâtü. Söyle bakalım en çok sevdiğin koyunun adı neymiş?” Koçer hızla yanıtlamış: “Ettehiyyâtü!” “Aferin!” demiş Melle. Böylece dua’yı 10’a bölmüş Melle. (2.koyundan itibaren koyunlara, “lillahi, vessalevâtü, vettayibat, Esselâmü aleyke, eyyühen-Nebiyyü, ve rahmetüllahi, ve berâkâtühüh, Esselâmü aleyke, ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn” adlarını vermiş.) “Bu 10 koyunun adını sırayla çağırdıktan sonra en son Kelime-i Şehadet’i okuyacaksın!” demiş Melle. Çok şükür ki bizimki şehadet getirmesini biliyormuş. (Zaten Ettehiyyâtü Duası da Kelime-i Şehadet ile bitiyor.)
Çoban bu! İş koyun işi olunca bir, iki, üç gün derken bir süre içerisinde tüm koyunların isimlerini ezberlemiş, sevme sırasına göre de onları çağırmış ve tabii şehadet getirmeyi de unutmamış. Böylece duayı ezberlemiş. Seyda’ya götürmüşler, duayı okutmuşlar. Şeyh Seyda hayret etmiş ama memnun da olmuş. “Nasıl becerdin?” demiş Melleyê Tori’ye. “Şeyhim, her koyuna duanın bir parçasının adını verdim ve ezberlettim.” Macerayı Şeyh’e anlatmış, gülümsemiş Şeyh. Aradan bir süre geçmiş, merak etmişler. “Acaba Koçer duayı yine biliyor mu? Yoksa unutmuş mu?” Çobanı çağırmışlar, “Ettehiyyâtü’yü oku,” demişler. Koçer başlamış: “Ettehiyyâtü lillahi vetteyibat…” Hemen sözünü kesmişler. “Arada bir kelimeyi atladın! Ettehiyyâtü lillahi vesselevâtü vettabiyat…diye başlayacaktın. Vesselevâtü’yü unuttun?” “Haa!” demiş çoban. “Vesselevâtü en sevdiğim üçüncü koyunumdu ama o öldü! Onun için onu çağırmadım!”
Bu hikâyedeki durum yaşadıklarımıza benziyor. Koçer gibi söylediklerini unutan bir başbakanımız var. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın-artık Kürt açılımı demeyeceğim-sözde demokratik açılımda ilk aşamada yapacakları arasında saydığı Kürt köylerine Kürtçe adlarının iade edilmesi talimatını unuttuğunu görüyoruz. Bu en basit bir uygulamayı yapamayan birisinden nasıl bir açılım bekleyebiliriz? AKP, Başbakan ve İçişleri Bakanı salt yol denetiminin azaltılması ile mera ve yaylalara kısmen giriş serbestîsi ile yetindiler. Koçer’in koyununun ölmesiyle adını anmadığı gibi Başbakan da her söylediğini unutuyor. Tabii bizleri uysal koyun yerine koyarak ekonomik, siyasal, kültürel, sosyal, hukuksal ilerlemelerle ilgili hiçbir girişim yapmamaktadır. Koyun gibi bizi öldü sayıyor. Daha doğrusu susan, görmeyen, işitmeyen tebaası olarak görüyor.

---
bulent_tekin@turk.net

3 Şubat 2010 Çarşamba

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR


Ercan Akyol'un Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

2 Şubat 2010 Salı

İ.BÜLENT ÇELİK - TEKEL İŞÇİLERİ

Başbakan, 4C ye direnen Tekel işçilerine, direnmekten vazgeçmeleri için Şubat sonuna kadar süre verdi..

Mustafa Damar - Kendi Kendine Yazan Çocuk


***Ben geldiimm.Bu hafta kaldığımız yerden devam.
***Benim de çorbada tuzum olsun mantığı ilginç bişey bence.Ama bu söz deyim olarak kalmalı yani,herkes bu mantıkla gidip çorbalara tuz atarlarsa hiç biçorba içilmez ki(-tamam tamam biliyorum biraz iğrenç bi espiri oldu galiba)
***Akşam 22 gibi üst geçitten geçerken bi adamın arabalara işediğini gördüm.Hemen tüydüm ordan işini bitirmesini beklemedim yani(bi de bekleseydin.)
***Sütaş reklam konusunda her geçen gün kendini aşıyor.son reklamında inekler uçuyor lan,bildiğin böle havada inekler düşünsene.Allah'tan ineklergerçekte uçamıyor.O reklamı tasarlayan insanla da tanışmak isterdim yani.
***Eskiden kum saatlerinde saatin kaç olduğunu nasıl anlıyorlardı acaba?.(-sanane)
**Bazen böyle kendimi kasıp,pozlar vererek fotoğraf çekiyorum.Zannediyorum ki ben o anda çok karizmatik çıktım,nerdee,kim kaybetmiş ki karizmayı biz bulalım.Fotoğrafa bi bakıyorum ki.İğreenç ötesi bi poz vermişim.İşte o an kendimden tiksiniyorum resmen.
***Dilimin ucuna gelipte söyleyemediğim,unuttuğum kelimeler beni yaşlandırdı artık.
***Okunmamış her gazete yenidir.Bu kelimeyi hangi beleşçi buldu acaba?Tabii hergün bi önceki günün gazetesini beleş okumaya başlayan birinden çıkmıştırkesin
***Şu ana kadar hiçç "o değil de" cümlesini kurmadım.bu bir rekor inşallah bu hafta hiç söylememeye çalışıcam.
***O değil de..Şaka şaka valla sölemicem
***Bi ara makaroonee diye şarkı söyleyen bi adam vardı,kafası kıyak çıkıp sahneye makaroonee diye şarkı söylüyordu.Demek ki her insan hayatında 1 kereünlü olabiliyor.
***Okuldayken,sınıfın takım kadrosuna giremezdim var ya.Tamam futbol yeteneğim sıfır ama ne biliyim,yedek kadrosuna bile girememiştim lan.
***Küçükken okulda,öğretmenlerim anneme,aslında mustafa çok zeki ama kendini derslere vermiyor diyerek annemi kandırmışlardı.Ayıp yani bi de öğretmen olucaklar,yalan söylemek ayıp değil mi?.Annem hala beni zeki bi çocuk sanıyor.
***Tek kişilik dev kadroları hala anlayabilmiş değilim.
***Peynirli poğçanın içinden çıkmayan poğça yedi bitirdi gençliğimi.
***Hayatımda bir kere altyazılı film izledim.300 Spartlalı filmini,lan tam yazıyı okucam sahne geçiyor,sahneye bakiim diyorum bu seferde ne konuştuklarını anlamıyorum,filmden bişey anlamadan çıktım eve geldim.
***Kara murat olsaydım,öyle her fermanata atlamazdım,ağırdan alırdım işi,biraz zam isterim falan.
***En verimli çağda askere gidiyorum abi.Geyiği kimbilir kaç sene daha sürecek.
***Bu haftalık ta bu kadar haftaya görüşmek üzere.

1 Şubat 2010 Pazartesi

İBRAHİM ÖZDABAK NE AYAK ?

İ.Özdabak/Y.A.Gazetesü
---
İbrahim'e daha önce bizimkiler ayar vermiş,ben yokken.İbo'nunda zoruna gitmiş haliyle..Beni tembihlediler sakın İbo'ya bulaşma diye...Bugün gazete manşetlerine bakıyordum YENİASYAM gazetesine sıra gelince gözüm İBO'yu aradı,baktım acaba ne çizmiştir diye saçmalamış yine :)
--
Darbeciler en çok darbeyi sıkmabaşlılara vuruyorlarmış :) Güldüm halen gülüyorum.Darbelerin beraberinde getirdiği ağır acılara daha önce değinmiştim derine inmeden...İbrahim aklını s.kim senin aklını...DARBELER ADAM KAYIRMAZ ÖNÜNE GELENE KAYARLAR emin ol bugün bir darbe olsa sanada kayacaklar banada...
(Yazılarımın altına e-MİZAH imzası atmam yasaklandı.Akıllı ol dediler)
e-LASTİK
a-RIZA

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR


Ercan AKYOL/MİLLİYET